Yüreğini Acıttığım İçin Özür Dilerim

Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer kusursuz olmaya çalışmaz rahat bırakırdım yüreğimi, korkmazdım, daha çok riske girip ,sana aşık olurdum!!! Seni çok incitiyorum belli ki, yüreğini fazlasıyla acıtıyorum,her defasında silbaştan diyorum ve siliyorum ama başlamıyor. İnan bana seni üzmek değil niyetim. aslında bana karşı o kadar çok anlayışlısın ki,yazdığın bir iki kelime bile içimi ısıtmaya yetiyor.çoğu zaman yanımda olmanı istiyorum bi bakıyorum yüreğim dur demiş, bende anlamadım bu yüreğin ne yapmak istediğini,benden uzakta mutlu olacağını düşünüyorsan sil BANA AİT HERŞEYİ,aramam sormam.nedir geri çekilmemi sağlayan sebep bir bilsem.sana da ona göre davranacağım.sıradan konuşuyoruz dedim kızdın bana ,saçmalıyoruz demedim ki,sadece neden konuşamadığımızı anlamaya çalıştım. Biliyorum ki en büyük sebep benim sınırların arkasına sığınan, kalelerini yıkamayan ben, yeri geliyor içimdeki tüm boşlukları seninle doldurmak istiyorum yeri geliyor olmaz diyorum. İyi bir arkadaş olabilirsek eğer öyle sürdürelim, belki bunu becerebiliriz,olur ya belki bir gün senin dilinde konuşur yüreğim.

Babalar Unutur

Dinle oğlum! Ben bu sözleri sen yatmış uyurken söylüyorum. Küçük ellerinden birini yanağına dayamışsın, sarı buklelerin ise ıslak, alnına yapışmış. Odana yavaşça girdim . yanımda da başka kimse yok. Birkaç dakika önce kitaplıkta oturmuş gazete okurken bir pişmanlık dalgası beni boğmaya, soluğumu tıkamaya başladı. Suçluluk duydum ve başucuna geldim.”
“İşte düşündüğüm şeyler oğlum: sana kızmıştım. Okula gitmek için giyindiğin sırada seni azarladım. Çünkü yüzünü üstünkörü yıkadığını görmüştüm. Ayakkabılarını temizlemediğin için seni suçladım. Yere bir şeyler düşürdüğünde yine kızdım.”
“Kahvaltıda yanlışlarını görmüştüm. Önündekileri döktün, dirseklerini masaya dayadın, ekmeğine gereğinden fazla tereyağı sürdün… Trene yetişmek üzere yola koyulduğunda, sen bana el sallayıp “Güle güle, baba” dedin, bense yanıt olarak “Omuzlarını geri çek” dedim, kaşlarımı çatarak.”
“Aynı eleştiriler akşamüzeri yeniden başladı. Daha yoldayken dizlerini yere dayamış, bilye oynadığını görerek, arkadaşlarının yanında aşağıladım. Çorap pahalı bir şeydi ve eğer satın almak zorunda kalsaydın, daha dikkatli davranırdın! Düşün, Oğlum, bunlar bir babanın söyleyeceği sözler miydi?”
“Anımsıyor musun, daha sonra kitaplıkta oturmuş okurken, usulca içeri girdin, gözlerinde incinmiş bir ifade vardı. Gazetemin üzerinden sana baktığımda, bir an duraksadın. “Ne istiyorsun?” diye sordum.”
“Hiçbir şey demedin. Koşup kollarını boynuma doladın ve öptün beni. Tanrı yüreğini öylesine sevgiyle doldurmuştu ki.”
“Sana aldırış etmediğim halde boynuma sıkı sıkı sarıldın. Sonra gittin, merdivenlerden yukarı çıktın. Çok geçmeden gazete ellerimden kayıverdi ve bir  korku kapladı benliğimi.”
“Alışkanlığım beni ne hale getirmişti? “Kusur bulma alışkanlığı” Sana verdiğim ödül buydu. Seni sevmiyor değildim; yalnızca senden çok şey bekliyordum.”
“Benim çocukluğumdaki değer yargılarıyla yargılıyordum seni. Oysa sen çok güzel, çok dürüst özelliklere sahiptin. Küçük yüreğin, geniş dağların ardından söken şafak kadar büyüktü. Bana doğru koşup, beni öpmen, iyi geceler dilemen bunu kanıtlıyor. Bu gece hiçbir şey umurumda değil oğlum. Karanlıkta yatağının yanına gelip, diz çöktüm. Yaptıklarımdan utanıyorum.”
“Senden özür diliyorum”… Bu sözleri sana uyanık olduğun zaman söylesem hiçbir şey anlamayacağını biliyorum. Ama yarın gerçek bir baba olacağım! Seninle arkadaş olacağım, sen üzülünce üzüleceğim, sen gülünce güleceğim. Ağzımdan sabırsız bir söz çıkmak istediğinde, iyi geceler dilemen bunu kanıtlıyor. Bu gece başka hiç bir şey umurumda değil oğlum. Karanlıkta yatağının yanına gelip, diz çöktüm. Yaptıklarımdan utanıyorum.”
“Korkarım seni yetişkin bir adam gibi görmüşüm. Şimdi seni örtünün altında büzülüp yatmış görünce,  hala bir bebek olduğunu anlıyorum. Daha dün annenin kollarındaydın, başını omsuzuna dayamıştım. Senden çok şey, çok şey istedim oğlum.”

W.Livingston Larned Kitabından

Sevgili

Birşeyi gerçekten hala anlayamadığımı ve elimde olmadan,merak ettiğimi yüreğim ağrıyarak fark ettim..

İLİŞKİMİZ….!

Biz yaşarken bu ilişkiyi içinden çıkıp,yüzeyden bakmak,tekrar bakmak,empati yapıp incelemek,irdelemek istedim.Güzel,zeki,duyarlı,enerjik,hayvan ve doğa sever,gönüllü,yürekli ve çok aşık ve çok seven bir kadın.Yüreğindeki o sonsuz sevgiyi lekesiz tertemiz,sana sunan ve seninle bir gelecek düşleyen kadın.

BEN…

Görüyormusun,algılıyormusun,farkındamısın?Neyim ben kimim,sana ne ifade ediyorum?

Sen buldun mu içindeki tünellerin ucunu?Artık farket bana uzanan ve başka tünellere girmeden yürü o karanlık tünellerde yanlızca bir parlayıp sönen aşkın ışığı,aydınlatsın yüreğini ve sen o ışığa güvenip at adımlarını güvenle bana doğru,yalnızca bana doğru….SEVGİLİ…….

Canım Kızıma

 Kış bitmiş ve güneş sıcak yüzünü yeni göstermeye başlamıştı.Bahar, beyaz lale ve nergisleriyle mis kokularını dağıtarak kendini belli ediyordu.Sarı Çiğdemler kök salmaya başlamıştı sen dünyaya merhaba dediğinde.Çok Korkmuştum aslında ,ya sana bir şey olursa?Sonra  Düşündüm bu acıyla ,  kaç kadın kaç anne mücadele etmişti.Bende Yapabilirdim.Baban Askerdeydi o sıralar.117 .günü. 29 nisan 2006

İsminden birini ben,diğerini ise baban koydu.Sen Doğmadan belliydi.İZGİ Görkem .’İzgi’ adaletli ve zeki kimse anlamına geliyor.’Görkem’ gösterişli göz alıcı olma.İnsan Adı gibi yaşarmış.Adın Gibi bir ömür sürmen dileğim kızım.

Hoş geldin dünyama canım kızım.Minicik Ve sıcacıksın,öyle hafif ve masumsun ki.Gözlerin Yumuk yumuk.Göbek Bağını kesmek isteyen hemşirenin elini tuttun bile.Hayata Karşı ilk savunmanı yaptın.Zor Bir yaşam seni bekliyor kızım.Anne Karnındaki konforu sana sağlayabilir miyim?ben Bile bilmiyorum.

Üç yaşına girmek üzeresin.

Emin ol, tek başına büyümüyorsun.Elimden Tuttun,anneni de büyütüyorsun.Sen Benim okuduğum en güzel kitap olacaksın.Birlikte Öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki hayatta.

Her gün biraz daha sen oluyorsun.Bu Tiyatro sahnesindeki rolünü kaptın bile.Herkes Gibi sende payına düşenleri yaşıyorsun.Büyüdüğünü,her şeyin bilincine varmanı,kendin olmanı ,senden çok istiyorum .Bir O kadar da korkuyorum.Sana Okuduğum masallar gibi değil kızım bu dünya.Her Şey mutlu sonla bitmiyor.

Kimse bu fani dünyanın prensi ya da prensesi değildir ,güzel kızım.Gönül Hırkalarını yamayıp giymeyi sende öğreneceksin.

Aşk bir gün senin kapını da çalacak.Zaman Zaman içini titretecek minicik bir söz yada dokunuş.Ama Şunu unutma ki sevgi seni daima özgür kılar,tutkuların ise tutuklar.

Seni seviyorum  demenin ne kadar anlamlı oduğunu şimdiden anlamaya başladın bile.Beni Seviyor musun anne?derken Alacağın cevabı sabırsızlıkla bekliyorsun.Evet Hem de çoooook dediğimde sarılıp öpmen, bende seni kocaman’ seviyoyum’ demen dünyalara bedel.Sevgi Emektir kızım.İçinde Büyüttüğün kadar vardır.

Milyonlarca insan arasında farklı olmayı başarabilirsin.Sorun Değil,çözümün parçası olmakla!

Yaşadığın olumsuzluklar karşısında,çözümsüz görünen problemleri bile ,bakış açını değiştirerek ,her şeyi aşabilirsin.

Önündeki kış sürüp giderken,bir tebessüm yeniden doğurabilir baharı.Güzel Gören ,güzel düşünür ve hayatın lezzeti ancak böyle alınır.

İnsanın kalitesini düşüren iki şey vardır canım kızım,şikayet ve dedi kodu.

Geçmişin içinde sakın kaybolma kızım ,daima geleceğe  bak.Geçmişinden Ders almayı unutma.

Daima kararlı ol kızım ,en kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir.

Keşke cümlesi yerine, bir dahaki sefere cümlesini kullan.Keşkeleri Az olan  bir yaşam diliyorum sana

Her ne yapacaksan sonuna kadar arkasında dur.Cam Fanusun içinde aptal bir balık olacağına ,isyan et.

Hayattı olduğu gibi karşılamazsan,iliklemez önünü asla karşında.Korkmayacaksın,çarpıp düşsen bile,dimdik ve sağlam duracaksın ayakta.Her Düştüğünde ayağa kalmayı bileceksin.Asla Başını önüne eğme kızım,daima başın göğe baksın. Kendine olan güvenin tam olsun.Tüm İlişkilerin başında dır güven.kendine güvenmez, sevip saymazsan ,karşındakilerde sana senin gibi davranır.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır canım kızım,yanı başında daima güzel bir söz bulunsun,güldürecek bir fıkra,ya da öykün,gün gelir onları sunabileceğin bir yer,zaman oluşur.

Ben desteği olmadan büyüyen bir çocuktum kızım,babasızlığın ,yalnızlığın ne olduğunu çok iyi bilirim.Elimde Avucumda ne varsa kendi uğraşlarımla kazandım.Sen Daima elindekilerin kıymetini bil.Eline Geçen fırsatları asla kaçırma.Aza Kanaat etmeyen ,çoğu bulamaz.

Her şeyi o anda yaşa,sarılmak istiyorsan sarıl,çamura bulanmak istiyorsan bulan,yağmurda ıslanmanın keyfini çıkar.Bir Kere çocuk oluyorsun ,doyasıya keyfini çıkar.

Zaman zaman sana yetmediğimi düşünüyorum.İyi Bir annemiyim bilmiyorum.Sayende Sabrımı eğitmeyi öğrendim,zamanımı iyi kullanmayı ve vicdanımın sesine daha çok kulak vermeyi.

Tüm gücümüzle yaşam kavgamızı yapıyoruz .

Yaşamak sevmektir,yaşamak güvenmektir,yaşamak inanmaktır,

Yaşamak direnmektir canım kızım.

 

 

 

Hayatın Yükü Ağırdır Çocuk

Hayatın ağır yüklerini taşıyabildiğin sürece varsın çocuk. Ya yükü kaldırıp devam edeceksin yada yenilmişler arasındaki yerini alacaksın. kendini kurtların ortasında bulduğun zaman üstündeki yükün yada altında kaldığın ağırlığın ciddiyetine o zaman varacaksın…insanların sırtına neden yük bindirilir ki diye soracaksın.belki hayata tam anlamıyla hazır olmak için…belkide bir sınavdan geçiriliyorum diyeceksin…  kendin dahil  kimsenin bilmediği bir sınav…anlamsız ve boş bir sınav…insan hayatına son veren bir sınav bile olabilir…gereksiz bir mücadeleye başladığın zaman kendini yorgun ve yıpranmış olarak bulacaksın bu sınav sonunda…ve kendine; mücadele sonunda elimde ne olacak diye sorduğunda; belkide hayatının ne saçma cevabını vereceksin kendine…KOCA BİR HİÇ…evet cevabın bu olacak ÇOCUK…işte o zaman anlayacaksın ki ÇOCUK;  sen mücadele ederken elinin altından kayıp giden şeyin zaman olduğunu farkedeceksin…aynaya baktığında BU ben miyim diyeceksin…artık geçmiş geride kalmıştır…sonrasımı; yaptığın onca mücadele sonunda kendine sağlam bir duvar bulmak zorunda kalacaksın…geçen zamanı nasılda farkedememişim diye kafanı vuracağın bir DUVAR….belki ÇOCUK o zamandan sonra mutlu olabileceksin…

 

Çocuk Olmak

Minicik yüreğine ,kocaman yükler bindirilen(bindiren)çocuktuk biz; Kos kocaman odalarda ,avuç içi kadar hayaller kurardık,biz arkadaştan dosttan daha öteydik, kardeştik . Bezden bebeklerimiz vardı,kırık oyuncaklarımız,bayramdan bayrama verilen elbiselerimiz.Bizi Mutlu kılan ufak tefek ayrıntılardı.Öyle çok büyük şeylerde gözümüz olmazdı.Mesela Bize çikolata alınmadığı için eteklerine yapışıp ağlayamazdık kimsenin ,istediğin çikolatayı doya doya yiyemezdin,hiç bitmesin diye eme eme yerdik.Bam Başkaydı onun lezzeti.
Hangi kanal açılırsa onu izlerdik,haber mi? Haber … vb tom ve jerry, Pinokyo’yu yıllar sonra tanıdık.Toprakla hiç oynayamadık,elbiselerimiz asla kirlenmedi.Yemek hiç seçmedik,ne varsa bahtına,makarnadan ,kuru fasulyeden, mercimekten hatta etten belkide onun için bıktık.Şöyle doya doya patates kızarması yemedik mesela, dondurma ve elma şekerine sadece baka kalırdık, yerli mallarında hiç birşey götüremedik arkadaşlarımızla paylaşmak adına. Hiç evimizde misafir ağırlayamadık, en güzel yanı çocuk olmaktı. Sıkılmazdık biz kolay kolay, dev bir aileydik 300 kişiden oluşan, deliside vardı akıllısıda, Rıfkı vardı çok şıktı ,ama topladığı çöpleri yerdi. Salyalı Hakanı hiç unutmam , ağaçları kemirirdi, gözleri açık uyurdu ve ağzının kenarından hiç salya eksik olmazdı,deli haticemiz vardı, eline para geçmeye dursun 2,5 litre kolayı alır kafasına dikerdi, canını sıkanın kafasına taş gelirdi, hırsız sevinç vardı birde, tam profesyonel şimdi onun yakınında olanların vay haline. Çok zeki akıllı kardeşlerimde vardı  okul birincileri, şimdi her biri kim bilir neredeler? Duygusalları, aşıkları, sırdaşları vardı çocukluğumuzun. Onca yıl yükünü taşıdıkları umutlarının peşini umarım bırakmamışlardır. Öyle içimdesiniz ki…..Özledim Herşeyi ve herkesi,yaşamın anlamı zorluklarda saklıymış.Oysa Sevdiğin kadar yaşarmışsın bu hayatta.Hayata sadece sevdiğin zamanlar dokunur muşsun.
Sizden ayrıldıktan sonra ne varsa içimde büyüttüğüm hepsini yaşadım.Doyasıya Yağmurda ıslandım,çamurla oynadım,elma şekeri aldım 18 yaşımda.En Sevdiğim film,tom ve jerry,en sevdiğim tatlı kaymaklı dondurma,deli gibi sevdim,sevildim……….kah terkedildim ,kah terk ettim…yaşanması gerken ne varsa hala yaşıyorum.O Gün kü hayaller olmasaydı,bu günkü zevki alamazdım.
İçimdeki çocuk hiç büyümedi,ben hala o çocuk yüreğimle yaşıyorum..