Seni Çok Seviyorum

Merhaba Sevgilim;

İçime döktüklerimi anlatmak istedim burda. Keşke gitmeseydin be sevgilim! biz yine biz olmaya devam edebilseydik keşkeee . ben seni çok sevdim hepte sevicem. çünkü sen sevilmeyi hak eden tek insansın… tam 49 günümü seninle geçirdim bana resmen 49 asır gibi geldi, keşke; keşke diyorum hep, bitmeseydi de bir ömür sürseydiii.

Bana şarkı söylemiştin hatırlıyor musun ? Sezen Aksu’dan “seyirlik değil ömür olsun”…. hani seyirlik değilde ömürlük olacaktı bizim aşkımız ? hani dillere destan olacaktı bizim aşkımız? tamam kabul ediyorum benim hatamda çoktuuu, ama senin beni biraz bile olsa tanımış olman lazımdı . boş boş değil dolu dolu 49 günümüz vardı bizim bazıları için bu süre çok kısa belki ama benim için çok uzundu emin ol .

Ayrıldığımız da yıkıldım günlerce şarkılarla ağladım. bağırdım sessiz sensiz bizsiz odalara ama yinede içimdeki huzursuzluk bitmedi . çünkü sen yoktun biz yoktukkk. hayallerimiz vardı seninle, çocuğumuzun adı deniz olacaktııı ne güzel demi benim adım kurban olacaktıı belki sen  beni unuttun ama ben seni hiç bir zaman unutmayacağım <333 seni çok seviyorum olanlardan senden özür diliyorummmm. beni affet mecbur kaldım bunları yapmaya …31

Küllerle Saklayamadığım Ateşime…

Kaybetmişti tutkuyu gözlerinin feri…
aşina değildi artık dokunuşlar…
ayarı bozulmuştu yalnızlığın…
sanki küsmüştü geceye yıldızlar…

ay hüznü oynuyordu yalnızlıktan…
varlığı anlamını yitirmişti sanki…
sen geceye küsen yıldızlar,
ben sonsuz karanlıklarda kalan ay gibiyim yar…

Yeter artık! limiti doldu yokluğunun…
dağıldı düşlerim düşevimde…
Yokluğun yordu beni,
toplayamıyorum seni ortalıktan,
silemiyorum resimlerini duvarlarımdan…

anlamını değiştiremiyorum bendeki senin…
yalanlar hediye ediyorum kendime ve herkese…
varlığın da yokluğunda hiç farketmiyor çıkıp gitmiyor acın…

Duvaksız kalıyor sevdam içimin uçurumlarında…
muradına eremeyen her sevda gibi ağıtlar yakıyor…
Bu yürek beni okuyupta anlatamayan birini Seviyor…

İmkansız

Merhaba Sevgilim;

İçimdekileri buradan yazıyorum sana, bil diye, birgün gör de anla diye.. Yıllarca senin oldum seninle oldum ama sonra anladım ki aslında hiç olamamışız biz bitanem. Sen gidişinle birlikte sadece beni yıkmadın kendini de yıktın. Hayallerimi çaldın benden, umutlarım kayboldu sayende. Sen gidince kızgındım; sevmiyorum diyordum ama bugün anladım ki yani tekrar buraya seninle olduğumuz şehre geldiğini duyunca içimi bir sevinç kapladı. Kendimi sokaklara attım, gittiğimiz yerlere gittim, dolaştığımız caddelere gittim; “belki” dedim.  Belki uzaktanda olsa son kez olsun görürüm seni diye düşündüm. Yanımdan geçen her insana baktım belki sensindir o diye, ama değil, hiçbiri sen değildi göremedim.

Aklım hala sende mi değil ama, onca yılın hatrına onca yaşananlara onca doğru bildiğim aşka sebep seni görmek istedim. Sana hala kızgınım aslında kırgınım şu an karşıma çıksan ne yaparım bilmiyorum ama ben; ben galiba seni herşeye rağman çok özledim adını bile duymam yetiyor bana sürekli herkes seni bana hatırlatırken nasıl olurda tamamen unuturum ben seni, bunun bir yolu varsa söyle bana sevgilim, sen unuttun mu beni? Benimle yaşadıklarını buraya, bu şehre tekrar geldiğinde, yine beni hatırladın mı ? özlediğini anladın mı gerçekten, sevmişim dedin mi acaba sende benim gibi ?

Seninle bir yuva kurmak üzereyken bu ayrılık şok etkisi yarattı bende. Hala atlatamadım galiba ve şimdi evlenmek üzereyim ama hala aklım, kalbim sende. Ona da haksızlık yapıyorum biliyorum belki de en doğrusu bunu ona söylemek ve onuda terketmek. Seni hala böyle severken unutamamışken bir başkasını mutlu edemem onu kandıramam.

Şimdi nerdesin kimlesin mutlumusun? Ben hiç değilim, sen ol benden çaldığın mutluluk sana bir ömür yeter ben artık eskisi gibi değilim olamam da farkındayım hee bu arada artık senin için bir önemi yok belki ama evet haklıydın senden her ayrılıdımda kalbim daha zayıf düşüyordu ve sen tamamen gittin benden ve kalbim dahada zayıfladı doktorlar çare bulamadı bir kriz geçirdim ama hafifti bir ikincisinde kurtulma olasılığım yokmuş sağol sayende artık ömrümde kısaldı sevgilim yaşadığım mutlu yaşadım hüzünlü ayrılacağım bu dünyadan yeterince mutlu oldum seninle artık ömrüm kısalmış olsada önemli değil en azından şimdi rahat ve mutlu bir hayat yaşa benim hayatımı aldın o sana bir ömür yeter…..

Vefasız

Ben seni çok sevdim affet sevdiğim karşılıksızdı sevgim biliyorum benden yaşça büyüktün tek engel o değildi biliyorum bana bacım değişin canımı acıtıyordu ama yine sana baktığımda bütün acımı unutuyordum imkansızdı sevdiğim ne yapsam beni sevmiyecektin biliyordum ama bildiğim tek şey ben seni çok sevdim üzülürsün diye cesaret edip söyleyemedim içimde kaldı şimdi sen başka yerde ben başka yerdeyim ne yapıyorsun ,mutlu musun ,yoksa benim gibi özlüyor musun hiç bilmiyeceğim seni hala çok seviyorum beni soruyor musun tanıdıklara bak onuda bilmiyorum özür dilerim sadece çok özledim seni

Ankara’ya Gitmek

Seni beklediğim köşe başları. Sesini özlediğim yüzleri görmek. Canımın istediği şeyleri yapmak, sorumsuzca yaşamak. Ne kadar büyüsem de çocuk gibi olduğum yerde olmak.   Kumrularda yürümek. Günün ilk ışıklarına kadar anıları anmalar.. Zamansız kahkahalar. Haberin olmadan yanında olmam.. Sımsıcak Kucaklaşmalar… Ruhumun yangınlarını söndüren gözyaşları. Sevgi kokuyor bu yol..

Yokluğun Hem YAR Hemde YARA Bana

Yalınayak kaldı yüreğimdeki Sevdan… Üşüyorum… Dokunduğun her yer üşüyor…Duvarlarımda asılı gülüşlerin halime gülüyor… Sen, yüreğinde benim cesedimi taşırken,benim aklımda, fikrimde, zikrimde böyle hoyratça dolaşman ne büyük haksızlık yar… Aşkınla kirlendim ve temizlemek gibi bişey ne mümkün.. içimdeki çocuk bir avaza ağlıyor kan revan içinde kelimeler. Cümle olma yarışında değiller artık, seni anlatmak için son kez bir aradalar… Varlığının güzelliği kadar büyük; içimdeki acın…

Son ol dedim sonum değil, can dedim yüreğimle sana, canımdan varlığını alıp,yokluğunun ateşinde, benden başka neyi yakabilirsin yar… Yüzüme asılı bir keder, içimde büyük bir enkaz bıraktın…Her yer kırık dökük kimsenin barınamıyacağı kadar kötü… Bu kırıklar her an canıma batar durur …gelsende toparlanamaz bu hayat… ‘sessiklik’, ‘sensizlik’ çemberdeyim. Herşeyin içinde, senin dışındayım yar… Halimi hatrımı kimse sorsun istemiyorum, sordukları an ağlamaya başlıyorum, yokluğunun beni ne hale getirdiğini anlatmak istiyorum.. Ama ağlamaktan anlatamıyorum, kelimeler bile boğuluyo sanki… Acı anlatmakla azalmazmış bunu çok iyi biliyorum çünkü içimdeki seni anlatmakla tüketmem mümkün değil, Sessizce giden yar… Seni kaybettim ve ardından gülüşlerim kayboldu, sonra kendimi kaybettim… Mutluluk denen şey, acıya teslim etti ruhumu… Gündüzüm yok şimdi, hayat gece ve bıraktığın karanlıktan ibaret yar…ve mevsim hep kış; güneşimi azat et… “seni seviyorum cannn” değiştirmiyor acın bu gerçeği. Sen içimde yaşarken ben dışında ölüyorum hayatın… Akan bu göz yaşlarım bir ‘ah’ tır  yar, yüreğine ekeceğin hiç bir çiçek yeşermez artık bunu bilesin, bu sevgi bende oldukça ahımda yanında olucak… Yanan içimde, üşüyen tenimdesin. Şimdi yokluğun hem yar hem yara bana…

S&S

Ben senin ‘SON’un olmak istiyorum

Bir gün göçüp gitmek istersem bu diyarlardan, ne bir Ege kıyısı, ne Karadeniz.. İlle de Akdeniz’de olmalı sonum. Sıcacık kum taneleri seni hatırlatır bana çünkü. Akşam güneşin batışında görürüm yüzündeki hüzünlü tebessümü ve yağan yağmurun damlalarıdır gözyaşın.   Sahilde koşuşturan çocukların sevinç çığlıkları;  içimdeki  “SENSİZLİĞİN ÇIĞLIKLARIDIR” aslında. Hiç birini duymam, görmem, hissetmem.Yürürüm bir başıma upuzun sahillerde. Ne kadar yürüdüğümü de bilmem haa!! Gece mi olmuştur, gündüz mü? Onu da bilmem. Sonra bir el uzanır omzuma, dönerim. Senin güneşin batışında gördüğüm hüzünlü tebessümündür karşımdaki. Ağlarım…..Sen benim ‘İLK’im değilsin ama ‘SON’um olacaksın derim. Ben de senin ‘İLK’in değilim ama ‘SON’un olmak isterim. Seninle yaşlanmak, seninle ölmek isterim.

Seni Seviyorum

Yani böyle şeyleri söylemek zor ama, ben seninle çok mutluyum mesela şu an.  Bu mutluluk ömür boyu sürsün diyorum. Sen benim ekmeğime reçel sür, ben de sana kakuleli çay demleyeyim..Güne başlarken senin yüzünü göreyim, gece yatarken en son senin sesini duyayım istiyorum, yatakta ayaklarımız birbirine değsin, ya da saçının bir tek teli bile olsa yeter. Seni seviyorum.. Hayali bile güzel..

İnsan Nasıl Yılan Olabilir Ki

Gün gelir “ölümüne seviyorum, onsuz yaşayamam, uğrunda canımı bile veririm” çığlıklarını atarak karşı tarafında böyle olması gerektiğini düşünenler bir bakmışın el olmuş. Hızlı başlangıçların bitişleride hızlı olabildiği gibi emeksiz yemekde karın doyurmuyor işte.

Bir insanın boşluklarını doldurduğunuz kadar anlamlısınız. Aşık oldum diyerek melankolik bunalım takılanlar, asıl gerçeğin içindeki boşluktan kaynaklandığını da göz ardı eder ve düştükleri denizden çıkmak için sarılacakları yılan olmamızı beklerler.

Hangi insan sarılınacak bir yılan olmak ister ki?

Son

“SON” …Ben “son” u böyle bilmezdim, Baharla başlardı benim hikâyelerim… Önce yeşillenirdi her şey, Renkleri seyrederdim lalelerde. Hırçınlıklarım denizden, gözyaşlarım yağmurdan gelirdi. Sevilirdi değişken ruhum, Ben de severdim her şeyi, kim, ne demeden…. Yakardı beyazlığımı kavurucu güneş, İşte o zaman anlardım ki, yakındır “son “un bahara gelmesi.. Düşen ilk yaprakla üşümeye başlardı eller, çıplak kalırdı sonunda…   Ben “son” u böyle bilmezdim, Ağır ağır yaklaşırdı bana hep. İlk önce bir meltem gibi fısıldardı kulağıma, Sonra lodos gibi sert sıcaklığını hissederdim… Sersemletirdi beni. Öfkemi, üzüntümü anlamazdım. Poyraz soğuğu kaplardı tüm kalbimi en son, Yalnızlığım geri dönerdi bana….   Ben “son” u böyle bilmezdim. Farklıydı bu “son ”un yaşanmışlıkları…. Ne bir ses duydum, ne de bir gelen gördüm… Ne bir renk gördüm, ne de zindan gibi karanlıklarda kaldım, Ne bir tat aldım, ne de zehir içtim, Ne coştu yüreğim denizlerde, ne de limandaki gemiler gibi sakindim, Sanırım bu sefer;   Ne başlangıcını anlayabildim ne de  “SON ”unu görebildim….