Sana Veda

Okursun yada okumazsın bilmiyorum. Açıkçası bu saatten sonra ilgilenmiyorum da ama seni bende tamamen bitirmek için son defa yazmalıyım. Bende kalan bütün kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı, sevinçlerimi dile getirip seni tamamen bitirmeliyim. Hiçbir şey yokken, hiçbir şekilde senin varlığın beni ilgilendirmezken geldin dikkatimi çektin. Kızlar sürekli senden bahsederlerdi, herkes seni konuşurdu ama nedense hiç umurumda olmazdın, onlar konuşur ben dinlerdim sadece. Galiba ilk muhatap oluşumuzdu. Bir soru sordum sen de öyle donuk donuk yüzüme baktın, biraz geç cevap vermiştin sorduğum soruya. Başta bana gıcık olduğunu düşünmüştüm, üzerinde bile durmamıştım. Gıcık olabilirdin çünkü sen dışarıdan ne kadar efendi görünüyorsan ben de bir o kadar çok konuşan, çok sesi çıkan deli dolu bir insandım yada bilmiyorum ne dersen. Sonra dersler gereği aynı ortamda bulunduk, samimi söylüyorum o ana kadar hiç dikkatimi çekmemiştin. Ders boyunca benim tepkilerime saçmalıklarıma gülmüşsün. İstesem de istemesem de bakışlarım sana kayar olmuştu. Farkındaydım bana bakıyordun, beni izliyordun bilmiyorum belkide bana öyle geliyordu. İtiraf ediyorum hoşuma gidiyordu beni izlemen ya da izlediğini zannetmem. Dikkatimi çekecek ne kadar çok şey varsa hepsini yaptın. Her yerde karşıma çıkar olmuştun. Çekingen, utangaç duruyordun normalde öyle bir insan değilim ama beni de öyle yapıyordun. Seninle her karşılaştığımda elim ayağım dolaşıyordu. Evet belki çok manasız bakıyordun, boş bakıyordun ama ben kilitlenip kalıyordum bakışların karşısında. Çok bekledim aslında biraz zaman geçsin öyle konuşur, sınava girip çıkalım ondan sonra, sınav aralığı stresi çok fazla bir de benimle uğraşamaz, sonuçlar bir açıklansın ne olacağımız bir belli olsun. Kendimi avuttum durdum. Kendimi sana yakıştıramıyordum da aslında. Kendimi bu saçmalıktan kurtarmak için de çok uğraştım. Seninle ilgili hiç bir şey seni hatırlatacak hiç bir şey olmamalıydı hayatımda, arkadaşlarımdan çıkardım seni; yapamazdım doğum gününe iki gün vardı . Doğum gününü kutla malıydım bunu bari yapmalıydım. Çekinerek de olsa attım mesajı , gayet arkadaş gibiydi. Gerçekten çok denedim seni unutmayı. Ama herkes anlaşmış gibi bana seni anlatıyordu. Memlekette başka insan başka konu yokmuş gibi herkes senin anılarını anlatıyordu bana. Tercihlerimi yapıp babaannemlerin yanına kaçtım, kafamı dinlemek istedim senden seninle ilgili her şeyden uzaklaşmak. Görmedim de uzun bi süre seni. Tercihler açıklanmıştı, benim kalacağım zaten belliydi. Bizimkilerle buluştuk dershanede. Sen yoktun unutmuştum seni, yada bilmiyorum tozlanmıştın işte. Hatta biri vardı hayatımda, seni biliyordu ama yinede beni de kendini de zorluyordu. Tam unuttum diye düşünüyordum, eskisi gibi hatırlamıyordum seni, rüyalarımda da değildin artık. Bizimkilerle konuşa konuşa merdivenlerden çıkıp muhasebenin oraya gidiyorduk. Kafamı çevirdim yine karşımdaydın, aynı boş bakışlarınla bana bakıyordun. Yine elim ayağım dolaşmıştı, ne yapacağımı bilemiyordum. Güç bela bizimkilere şuradan çıkalım deyip kaçmıştım oradan. Yine başa dönmüştüm saçma sapan davranışlarım. Olmuyordu başkasıyla da konuşamıyordum. Bir iki bahane bulup konuşmayı kesmiştim. Gideceğin gündü galiba. Biz manavdaydık, sen manavın önünden geçiyordun. Seni görmüştüm ama görmemiş gibi yapmak zorundaydım. Sen de beni görmüşsün, sen geçtin gittin kaybolana kadar arkandan seni seyrettim. Kardeşinle karşılaştık laf arasında senin o gün gideceğini öğrendim. İyi dedim son görüşüm müş unutur giderim artık. Gerçekten yapmıştım da. Çok geçmedi bayram tatiline geldiniz. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Ben ne güzel uzaktan sevip gidiyordum seni (en azından o zaman seviyordum). Fatma seni gördüğünü söyledi ben saçmalama onun burada ne işi var diyorum, ama bir taraftan da gözlerimle seni arıyorum. Ben boş boş etrafıma bakınırken sen yine gözlerimden yakaladın beni. Gerçekten rahatsız değildim bakışlarından, o an beni bıraksalar saatlerce öyle kalırdım. Sonra kızlar merhaba dedi sen de onlardan tarafa dönüp cevap verdin. Ama ben yine konuşamadım. Kalbim çok hızlı atıyordu, gözlerim doluvermişti, ellerim titriyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Benim dışımdaydı her şey. Sonra geçtik gittik birbirimizin yanından. Ertesi gün yine gördüm seni. Çekilmez olmuştum artık. Bizimkiler ne olacaksa olsun yaz kurtul, senin yerine ben olsam sorar kurtulurdum gibi cümleler söylüyor. Aslında sana anlatmak istediğim, söylemek istediğim o kadar çok şey vardı ki ama saçma sapan bir mesaj yazdım. Ne kadar inanırsın bilmiyorum ama vazgeçmiştim göndermeyecektim. Ben çıkacak olurken mesaj gitmiş bile tekrar girdiğimde cevap gelmişti çoktan. Sonrası zaten tam bir saçmalık. Ben anlatamadım, sen anlamadın veya anlamak istemedin. Bir gün sonraydı normalde kuzenlerimi yollamaya gitmezdim. O gün görürsem son görüşüm olacak diye gittim. Şans mı denir şanssızlık mı denir bilmiyorum orada da gördüm seni. Ama yine görmemiş gibi yapmak zorundaydım yine gülmek zorundaydım. Sonra farkettim beni arkadaşlarından çıkarmışsın. Bir şey sormayacaktım artık hiç bir şeyi sorgulamayacaktım. Madem bu kadar oldu, artık inceldiği yerden kopsun, hayatına ona göre yön verirsin en azından bir şeylerden emin olursun dediler. İçimden bir tarafım hala umutları yeşertmeye çalışıyordu. Tamam dedim ama yazma cesaretini kendimde bulamadım. Kızlar yazıştı seninle. Bir taraftan da bana okuyorlar. Son mesajını akşam üzeri ben gördüm zaten. Benimle dalga geçer gibi yazmıştın veya kız arkadaşın yazmıştı. Tamam beni sevmiyor olabilirsin hayatında biri olabilir başkasına aşık olabilirsin ama bunları uygun bir dille de anlatabilirdin. Sen o zahmete de girmemiştin. Benim de haliyle cevabım sert olmuştu. Aslında ben engellemeliydim seni ama ne kadar seviyesizleşeceksin görmek istemiştim ve gördüm sayende. Üzüldüğüm tek şey değer verdiğim, önemsediğim her anımı onunla paylaşmak istediğim insan olmadığını görmekti. O mesajı sen mi yazdın kız arkadaşın mı yazdı bilmiyorum; ama bir şeyden eminim biz seninle hayatta olmazmışız. O mesajı sen yazdıysan eğer ben öyle bir insanı sevmiş olamam ,ben öyle bir insanla gelecek hayalleri kuramam. Kız arkedaşın yazdıysada öyle bir insanı seçmişsen eğer biz zaten birbirimizi tamamlayamazmışız. Neyse hepsi gelip geçecekte bana içten içe yaptığın yakıştırmaların hiç birini haketmedim ben. Kız arkadaşının olduğunu bilsem kafamı kaldırıp bakmazdım. Yine de mutlu olmanı istiyorum. Ama benim kadar mutlu ol. Ben yaşatamasam da bana yaşattıklarını bana hissettirdiklerini bir başkası da sana yaşatsın ,hissettirsin istiyorum. Benim güldüğüm kadar gül, benim gibi gül, insanların içinde gül sadece. Yalnız kaldığında aklına gelen ben olmasam da aklına gelsin, boğazın düğümlensin ,yutkun ama geçmesin, kalsın orda düğüm düğüm. Bi sebebin olmadan sev, kokusunu sev, donuk gülüşlerini sev, çekingen tavırlarını sev , her haliyle sev unutmaya çalış unutama, her şey onu anlatsın , her yerde o olsun, her köşeden o çıksın, her şey sana onu hatırlatsın,sev ama karşılık bulama, her konuşmanızda bir daha kırsın umutlarını. Mutlu olmanı gerçekten çok istiyorum,ama benim kadar. Şu an bunlara gülüyor benimle dalga geçiyor da olabilirsin ama dediğim gibi artık ne yaptığını önemsemiyorum. Bunları cevap vereceksin diye yazmıyorum, herhangi bir şey beklemiyorum. Hatta hiç bir şey yapmanı istemiyorum. Okudun yada okumadın onu da bilmiyorum. Sadece içimde kalmasını istemediğim için yazdım. Artık sen yoksun . Benim için var olduğun her yerde her şeyde sen olduğun zamanlardan haberin olmasa da artık yok olduğunu koskoca bir hiç olduğunu bil diye yazdım…

Bir Tuğçe Hikayesi

Ölümü istediğim, kendime zarar verdiğim anda sol tarafımdaki yoldan geldin bana, ölüme inat gibi, kalk dedin o an, öl demiş olsan da ölebilirdim. Kalktım sımsıkı sarıldın be kadın. Saklamak istedim kolumdaki sensizlik yaralarını, sonra göz göze geldik. Bilirsin kadın, gözlerine bakıp mavine daldığım zaman, yüzmeyi bilmememe rağmen boğulmazdım denizinde, kaybederim kendimi daldığımda gözlerine, o an herşeyi unutup çıkarım en sevdiğim yolculuğuma. Sonra saklayamadım ellerimi gördün, gözlerin doldu be kadın sonra sarıldım. Her erkeğin sevdiği kadına ikinci kez aşık olduğu bir an vardır. O andı işte, sana ittin uçurumdan itilir gibi oldum be kadın, sonra sarıldım sana tekrar sende sarıldın, sildim göz yaşını, sanki göz yaşlarını değilde tüm acılarımı, tüm umutsuzlukları mı, nefretimi, tüm kötü duygularımı silip attım kadın. Kalan tek duygum sana olan aşkımdı. Sonra bıraktın be kadın, anladım ki ne kadar sarılırsan sarıl bıraktığın an özlersin. Sen beni yarı yolda bıraktığından beri özlüyorum seni.

Asla Unutmayacağım

Benim unutamadığım aşkım, lise yıllarındaydım, sınıfımızın kapısından uzun uzun bakışırdık, sınıftaki koca kara tahtaya bana sevgi sözcükleri içeren sözler yazardı, hani hoşuma da gitmiyor değildi, bana ilk çıkma teklifinde, babamın korkusundan hayır asla olmaz demiştim, günler sonra ısrarına dayanamadım, çünkü bende onu gördüğümde heyecanlanıyor, boğazım kuruyor, elim ayağım titriyor, kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpıyordu. Bende onu seviyordum, tek yaptığımız uzun uzun bakışmaktı, o bakışlar çok şey anlatırdı, ama ne yazık ki ailemin korkusundan istemedim, aradan uzun yıllar geçti ve ben onu unutamadım, ben okul bittikten sonra ailemin istediği ama benimde gönül rızam olan eşimle evlendim  çocuklarım oldu, o çok geç evlendi.Ben evlendikten sonra bir kaç kez onu gördüm, benim ve onun arasındaki tek diyalog yine bakışlarımız oldu, evliyim mutsuz değilim ama eşimi onu sevdiğim kadar sevemedim, yıllar sonra kendisiyle sosyal paylaşım sitelerinden görüşme imkanımız oldu en sevindirici yönü onunda beni unutmamış olmasıydı. Bir kaç kez yazıştık eski bir dost gibi, daha sonra bunun doğru olmadığını anladım, çünkü kalbimizdeki küllenmiş o sadece bakışlarla birbirimize anlattığımız büyük kocaman sevgi 25 yıldır hala aynı heyecanı yaşatıyordu, ben evliyim ve çocuğum var, o evli çocuğu var, ve ben eşime saygı duyuyordum çünkü o benim mutlu olmam için elinden gelen her şeyi yapan bir eş, en önemlisi iki evladım var ve ben yuvamı, bir başkasının yuvasını yıkacak kadar bencil olamam, iki yıldır hiç yazışmadık ama her sabah resmine baktım eminim aynısını o da yapıyordur bütün yüreğimle mutlu olsun isterim, onu ilk günkü gibi hep sevmeye devam edeceğim, o hala yüreğimde kanayan bir yara ve asla çocuklarımın seçimlerine karışmayacağım sevdikleri ile evlensinler.

Müptezel’e

Mektubunu yeni gördüm.. Yazmak istedim bugün sana niye sevmedin neden olmadı gibi şeyler söylemeyeceğim… Hatta hiç bir şey söylemeyeceğim… Sadece şu an nasılsın neler yapıyorsun… Anlat bana kendini biraz. Görüşmeyeli çok şey oldu mu hayatında… Gözlerine kimin gülüşü değdi benden sonra anlat sadece anlat… Ama gerekçeleri anlat… Beni soracak olursan iyiyim eskisi kadar acımıyor hatta artık hiç acımıyor huzurluyum ama bir yanım hep eksik… Biliyorum o yanım hiç dolmayacak… Ama kısmet yaa :). Mektubunu okuduğum kadarıyla değişmemişsin gibi 🙂 öyle kal her zaman ben seni öyle tanıdım öyle sevdim öyle yandım senin için 🙂 ama geçti şu anda seni sevmesem de bende her zaman değerlisin hepte değerli kalacaksın bu kadar söyleyeyim sana… Seninle ilgili tek zoruma giden; Sende yaşanmamışlıklarımın olması, hep yarım kalmasıydı… Ama şimdi zoruma gitmiyor. Çünkü sana karşı artık tek bir sevgi kırıntısı kalmadı. Ama değerli olduğunu söylememe gerek yok tekrar sanırım… Gidiyorum… İyikide gidiyorum… Senin orada olmayacağını bile bile gidiyorum … Neşe K.İ.B. MUPTEZEL BB …

Hala Bekliyorum

Senden ayrılalı tam 3 yıl oldu. Ayrılmak istemezken ayrılmıştım. Zorundaydım. Ama bunu anlamadın ki sen. Ve bunu nereden bildiğimi bilmiyorum ama sen beni çok sevdin, belkide bu yüzden kabullenemedin bilmiyorum ama dedin ya hani, artık ben seni sevmiyorum diye, yaktın be canımı. Canımı geç, ruhumu yaktın. Ağlayamadım çünkü ruhum ölmüştü orada. Ve ben hala seni bekliyorum, gönlümü kimseye kaptırmadım. Hala sende delikanlım. Lütfen gel. Nolursun gel. Yüzüm yok gel demeye. Ben gittim çünkü. Özür dilerim. Şu üç yıl içerisinde inanmazsın kaç kere pişman oldum. Doğduğuma bu kadar pişman olmamıştım ben. Gel delikanlım. Lütfen gel bir mesaj at, ismimi söyle, birine sor beni lütfen, onca dua ettim senin için. Hiç düşündün mü beni? Bir gece bile aklına geldim mi, seni 1 yıldır görmüyorum, kime sarıldın, kimi öptün, kime güldün hiç bilmiyorum. Ama seni çok seviyorum. Lütfen gel. Lütfen. Lütfen. Yalvarıyorum gel. Ağlıyorum yırtınırcasına lütfen lütfen, sensiz yaşamayı beceremiyorum lütfen gel. Nolursun. Seni görmeden yaşamak. Bunu nasıl yaptım hala bilmiyorum. Ama duydum ki başka kızlar da olmuş hayatında. Ben böyle yıkılmamıştım. Ama fark etmez, seni onlardan daha çok mutlu edeceğime yemin ederim lütfen gel.

Hani Bırakmayacaktın Elimi

Merhaba sevgili;
Bak bu gün yine sensizim gittiğin günden beri… 3 yılımı çaldın sen benim… Hani gitmeyecektin, hani bırakmayacaktın elimi ne oldu yalancı? Bak yine bıraktın … Gittin… Terk ettin… Ve ben seni hala çok seviyorum sevdiğim… Hani demiştin ya bana unut diye unutmadım be sevgili , unutamadım… İnsan nefes almayı unutabilir mi??? Asla seni unuttuğum gün öldüğüm gündür…Hani dedin ya bana bazen bir aylık biri 3 yılı unutturabiliyor diye o kadar canım yandı ki kalbim ağırlaştı taşıyamaz oldum be sevgili… Sen beni bizi bir kız için 3 senemizi unuttum gerçekten? Unutmuşsun belli. Yazıklar olsun… Bana o kızın resmini gösterdin ya nefes alamaz oldum.. Dayanırım sanmıştım yokluğuna olmadı be sevgili alışamadım. Kalbimi kapattım herkese artık senden sonra. Gelmeyecek misin artık gerçekten… Yada ben ölünce mi geleceksin? Beni bağlama kendine demiştim, korkuyorum bırakılmaktan, terk edilmekten sana bağlanırsam beni bırakırsın nefes alamam demiştim. Korkma yemin ederim ki bu can bu bedenden çıkıncaya dek sen benimsin, ben seninim demiştin… Hani neredesin yoksun bak ben kalbim kırık hala seni bekliyorum…. Bıkmadan, usanmadan… Sen gel de ben geleyim, sensizlikten boğuluyorum, nefes alamıyorum, yaşayamıyorum… Ben seni bir annenin çocuğuna olan sevgisi, bir çocuğunda annesine olan bağlılığı kadar seviyorum… Seni sevmeme sen bile engel olamazsın… Ben seni sen olmadan seviyorum… Ben seni hayatında başka bir kız olmasına, o kız ile evlilik planları kurmana rağmen seviyorum… Gittiğin günden beri kalbim kırık yüreğim buruk… Hadi gel ne olur ölüm kapıyı çalmadan gel yemin ederim çok özledim… Sadece sev beni yeter.. Eskisi gibi biz olalım, gece sabaha kadar konuşalım, ben sana espri yapayım , sen beni kızdır , yine kız mesela sigara içmeme , açık giyinmeme , her şeyime karış yine eskisi gibi ama yine biz olalım…. Sen yoksun ya artık sigara var, Yıldız TİLBE var, ama “SEN” yoksun “BİZ” yokuz … Gece sabaha kadar ben uyumayayım diye uğrasan biri yok… Dakikalarımı konuşup ta bitiren biri yok… Sende gittin ya be sevgili, artık kimse yok… Kendimi sokakta kalmış bir çocuk kadar çaresiz ve kimsesiz hissediyorum… Ne olur gel, ben ölmeden gel, sev beni eskisi gibi, beni biraz daha sensiz bırakma SENİ ÇOKKKK SEVİYORUM… HERKESTEN, HER ŞEYDEN ÇOK SEVİYORUM… KENDİNE İYİ BAK… HOŞÇA KAL…