Bir Tuğçe Hikayesi

Ölümü istediğim, kendime zarar verdiğim anda sol tarafımdaki yoldan geldin bana, ölüme inat gibi, kalk dedin o an, öl demiş olsan da ölebilirdim. Kalktım sımsıkı sarıldın be kadın. Saklamak istedim kolumdaki sensizlik yaralarını, sonra göz göze geldik. Bilirsin kadın, gözlerine bakıp mavine daldığım zaman, yüzmeyi bilmememe rağmen boğulmazdım denizinde, kaybederim kendimi daldığımda gözlerine, o an herşeyi unutup çıkarım en sevdiğim yolculuğuma. Sonra saklayamadım ellerimi gördün, gözlerin doldu be kadın sonra sarıldım. Her erkeğin sevdiği kadına ikinci kez aşık olduğu bir an vardır. O andı işte, sana ittin uçurumdan itilir gibi oldum be kadın, sonra sarıldım sana tekrar sende sarıldın, sildim göz yaşını, sanki göz yaşlarını değilde tüm acılarımı, tüm umutsuzlukları mı, nefretimi, tüm kötü duygularımı silip attım kadın. Kalan tek duygum sana olan aşkımdı. Sonra bıraktın be kadın, anladım ki ne kadar sarılırsan sarıl bıraktığın an özlersin. Sen beni yarı yolda bıraktığından beri özlüyorum seni.