Güle Güle Dost
Rıhtımdaki en önemli gemilerden birinin daha demir almak zamanı gelmişti artık. bilmediği tanımadığı denizler ,topraklar ve insanlar arasına gidecek olmasının tedirginliği ile karışmış olan heyecanıyla son kez sofrayı toparladı… telefonunu açtı, eski eşinin yaptıkları ile ilgili annesinin mesajına canı sıkıldı. zaten hep annesinin mesajları canını sıkmaktan başka ne yapardı ki? gelen haberlerin çoğu karamsar olurdu….hiçbirzaman yanından ayırmadığı çantasını dalına astı… son düdüğünü çaldı… hoşçakal memet dedi… memet de hakkını helal et dedi… iki dost birbirinin gözlerine bakamadı… kimbilir belkide memo aydının gözlerindeki mavilerin okyonusa dönüştügünü görmek istemedi yada kendininkileri göstermek …
Varlığıyla bizi mutlu eden şeylerin sonrasında, yokluğuna ağıtlar yakarak var ediyoruz gidenleri aydın.ama bizimki hiç öyle olmadı degil mi? yıllar önce ben seni, hep uyurken rastladığım yurt ranzalarında tanımıştım. o günden bu güne bu üçüncü ayrılığımız. birincide evlendin… ikincide askere gittin. bunda ise israil……. ilk defa bu kadar uzaklara
gidiyorsun. şunu iyice anladım ki her şey zamanında yapılamlı.. ayrılıklarda, kavuşmalarda…
ömür boyu gidişler bize göre değil be dost. iyiki amsterdama gitmemişim. savaşın insanları memleketlerinden kaçırdığı bir dönemde ıraklıları daha iyi anlıyorum.
Neyse dost, sen ne kadar iyi oldunsa bahtında o kadar kötü oldu. ama boş ver, bahtı iyi olanlardan bile daha iyi yaşamadık mı? kıbrısata şak diye ruletin hangi sayıya gelecegini bildiğin günleri hatırlasana? hiltondada vip olmuştuk….:))
Dilerim yatırdığın birmilyon sekizyüzbin lira şeytanın> bacağını kırdığının başlangıcı olur. yolun açık olsun güzel dost…
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!