M’ye

Merhaba sevgili eski ve asla eskimeyecek olan dostum. Uzun zamandır konuşamıyoruz seninle, muhabbet edemiyoruz. Gerçi konuşmasak da yüreklerimiz hep birlikte biliyorum ama ben yine de naçizane yazmak istiyorum. Bugün dostluktan bahsedeceğim sana. Sen hakikaten esaslı dostum oldun benim yıllarca. Hiç kimseyle paylaşamadığım, hatta kendime bile itiraf etmekten korktuğum bir çok şeyi paylaştım seninle. Sen fiziki olarak uzağımda da olsan mutlu olduğumda seni buldum yüreğimde, ağladığımda elinin sıcaklığını hissettim omuzumda. Üzüntümü, acımı gözlerimden okudun. Yapabileceğin yüzde 50 iken yüzde 200\’ü başarmaya çalıştın ve hala çalışmaya devam ediyorsun. Hatırlar mısın bilmem? Seninle bir görüşmemizde ben salya sümük ağlarken \”Ablacığım ne yapacağımı bilemiyorum, öyle bir çıkmazdayım ki.. sırtımda bir ton ağırlıkla geziyorum adeta\” demiştim. Ne kadar acı çektiğimi görüyor ve o an için birşey yapamamanın üzüntüsünü yaşıyordun. \” Sabır ve zaman…Her şeyin ilacı bu iki sihirli kelime\” diye söze başladın. Sonra gene şefkatli ve bir o kadar da sıcak elini hissettim omzumda ve yumuşak bir sesle \” Sakın duygularına kapılıp, Dimyat’a bulgura giderken evdeki piriçten olma yavrum” diye de eklemiştin. Ben o acımın ve gözyaşlarımın içinde bile “O atasözünün aslı öyle değildi ama” dediğimde ise; “Biliyorum ama şu anda sen tam da o durumdasın” diye cevap vermiştin. Ne kadar da haklıymışsın. Hakikaten ben Dimyat’a bulgura giderken az kalsın evdeki pirinçten oluyordum. Binlerce teşekkürler sana. Sevgili ve aziz dostum M….

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *