Pişmanlık
Artık ne mektup yazmanı bekliyorum senden nede aramanı. Bundan sonra arasan da aramasan da, mektup yazsan da yazmasan da, beni sevsen de sevmesen de umurumda değil. Herkesin bir duygusal çöküntü dönemi vardır ya, işte tam böyle bir zamanda tanıdım seni ve çok hata yaptım tabi. Bana çok yanlış gelen konuşmalar yaptım. Benim sıfatıma hiç yakışmayacak davranışlar vs. vs. Çünkü senin sevgin kör etmişti gözümü. İnsan birine aşık oldu mu onun eksikliklerini göremezmiş derler ya gerçekten doğruymuş. Ben senin bu kadar benden uzak olduğunu bu kadar farklı olduğunu göremedim. En önemlisi bu kadar sevgisiz olduğunu göremedim. Söylediğin her söze inandım. Senin için hiç hayatımın kenarından dahi geçmeyecek insanlarla muhatap oldum, üstelik bile ve isteğe. Yeri geldi onların abuk konuşmalarını dinlemek zorunda kaldım. Yeri geldi yalan söylemek zorunda kaldım. Ne aptalmışım!!! Seninle birlikteyken, (tabi birliktelik denirse) benim için hayatını dahi feda edecek insanları kırdım, onları hayatımdan uzaklaştırmaya çalıştım, üzdüm, yeri geldi ağlattım. Ne aptalmışım!!! Ne için yaptım bunları? Hayatta kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen sevgisiz, duygusuz, kalpsiz biri insan için. Neyse daha fazla söze gerek yok. Sona yaklaştığımıza göre, her ikimiz de verdiğimiz sözleri unutmazsak vede sınırımızı bilirsek (her anlamda) ikimiz de daha fazla kırılmayız. Çok az da olsa yaşadığımız güzel anların hatırına beni daha fazla üzme. Beni başkalarına daha fazla yalan söylemek zorunda bırakma….
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!