Sahipli Mektup-2
Nişanlım,Biriciğim, Kıvırcığım, Karadenizim;
Kelime hazinemden hangi mücevherleri çıkarsam da sersem ayaklarının altına? Her zamanki gibi kararsız kaldım. Keşke bazı şeyler göreceli olmasa da benim penceremden görebilsen,anlayabilsen hislerimi. Uzadı yine cümleler, seni yine satırlara sığdırmam lazım affet, ömrümden bile taşıp giderken sen,ben seni anlatmaya çabalayacağım…
Birbirimize girdik yine son zamanlarda kedi köpek gibi,tabi kedi benim yine.(Kusura Bakma bitanem insanların yüklediği anlamı bi köşeye atarsak ikisi de aynı kapıya çıkıyo öyle düşün ondan dedim,e hani kendime de toz kondurmam bilirsin o da var=)) neden kavga ediyoruz diye soruyorum kendime, kursta evli arkadaşlarım var hepsi de çok mutlu, ben neden böyleyim diyorum. Boğuluyorum o an. Sonra bakıyorum, sevmesem kavga etmem, takmam, kıskanmam kavga da çıkmaz. Diğerleri de seviyo ama e peki onlar neden mutlu?? Dozunda sevdikleri için. Dozu da mı var sevginin? Evet var,her gün içtiğimiz suyun bile bi ölçüsü var 2 h,1 o…Dozu Aştığında nasıl ki denge hali kaybolursa her şeyde sevgide de öyle kaybolur.
Ben seni dengesiz seviyorum. Ölçüsüz seviyorum seni. Ben seni karadeniz gibi seviyorum, seni senn gibi seviyorum. Ayrılığımızı düşünüyorum sevdiğim, ne zor günlerdi. Geçen gün tartıştığımızda yine aklıma geldi o kahrolası 5 ay, arkadaşım ayrıldı sevgilisinden birkaç ay evvel .Oturup Bi taşa ağladık beraber. İçtiği sigaranın dumanına,kokusuna karıştı lanet anılarım. Sigara bitti ama kokusu üzerimizde kaldı, ayrılık bitti ama acısı yüreğimde kaldı ömrüm..
Bir akşam elimden tutmuştun yine,ara sokaklardan birinden geçmiştik.Ayaklarımı Yere sürte sürte yürürken aklıma çocukluğum gelmişti,babam gelmişti. Korkudan pır pır çarpan yüreğim, minik bedenim babama emanetti küçükken yürüdüğüm korkunç karanlık yollarda. Onun varlığı cesaret verirdi bana, bi hırsız çıksa köşeden beni bırakmazdı,köpek gelse bırakmazdı,o sürekli beni takipte olan ay aşağı inse, kolumdan tutup çekiştirse yine bırakmazdı,o benim kahramanımdı…Sen De benim 20 yaşımdaki kahramanımdın. O akşam ve sonraki bir ömürde beni asla bırakmayacağını düşünürdüm. Aylar sonra kahramanım benden uzaklara gitti, ben de o uzağın da uzağına gidince şu nazar denen, çocukluğumdaki hırsız,köpek ve takipten vazgeçmeyen korkunç aydan daha tehlikeli ve korkunç olan illet yüzünden ayrılmak zorunda kaldık. Ama zorunda değildik vazgeçtim,kendimi kandırmak istemiyorum. Ölüm dışında ayrılığın zorunluluğu olmaz ki,olmamalı.Sevince De ölüm ayrılık olmaz da bedeni de işin içine katıyorum..Tanrı İstemezse yaprak düşmezmiş derdi ya müslüm baba,allah istemedi ayrılmamızı,yoksa yaprak gibi düşerdi toprağa cansız bedenim. Ne kadar şükretsem az biliyorum. Ayrılık da kaderin bir parçasıydı da yine de sana kızıyorum, sonra affediyorum seni. Seven affeder. Anneler gibi… Ama bir şartım varr. Beni bir daha bırakma sevdiğim. Kavga ederiz evet,üzeriz birbirimizi,apartmanı inletir sesimiz. Varsın dünyayı inletsin ama ne olur bırakma beni bir daha. Tadın kaçacaktır bunu okurken biliyorum ama bırakma demek istedim yine ,benim canım çıkıyordu bir zamanlar…Şimdi Nişanlımsın,yine kahramanımsın.Arada Bir şöyleee esip gürlersin. Olsun be sen benim karadenizimsin. Hani geçen mektubumda demiştim ya sana “benim sevdam kara,benim sevdam deniz değil,benim sevdam karadeniz,bağlamaz beni ege,marmara,akdeniz” iyi ki seninim,iyi ki benimsin,sahibimsin. İnşallah bu mektubumu doğum gününde yani 12 nisanda okuyor olacaksın. Doğum günün kutlu olsun sahibimmm,sen hep benim olarak kal,bu mektup da çocuklarımın okuması için ayırdıklarım arasında kalacak.birkaç mektup sonra kocam olacaksın,az kaldı inşallah sevdiğim,seni çok seviyorum
Kadirin Tuğçesi
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!