Sevgiliye

İnsanoğlu hangi yaşta olursa olsun bir şeyler öğrenebiliyormuş hayattan. Yada hayat ona zorla öğretiyormuş bir şekilde. Ben de bu yaşımdan sonra anladım ki, tek başına çok ağır geliyormuş iki kişilik aşk… kaldıramıyormuş insan, yaşayamıyormuş, nefes alamıyormuş.. Yaşamaya kalkarsa da adı kara sevda oluyormuş ki, bu da bir silindirin asfaltı ezdiği gibi ezip geçiyormuş. Ve yine anladım ki; insanlar 180 derece dönüş yapacak kadar değişebiliyormuş.

Sezsiz, sakin, durağan görünen bir  denizde oluşan bir deprem sonrası,  küçük dalgaların tsunamiye döğüştüğü gibi.. Sen içimde fırtınalar yaşatırken, geleceğe yönelik hayaller kurarken ve kurdururken bir anda çıkıp gittin hayatımdan.. Sanki hiç girmemiş gibi sessiz ve sedasız…. Sihirli ve hatta zehirli bir el değdi sanki ilişkimize. Tabi adına ilişki denirse. Daha başlamadan biten, bana “Keşke hiç başlamasaydı” dedirten türden.

Yıllarca kurduğum hayallerim, ihtimaller, umutlar, her geçen gün, her geçen saat, her dakika yitip gidiyorlar. Tıpkı göçmen kuşların yitip gittiği gibi. Bir daha aynı yere dönerler mi?bilinmez!… Dönseler de aradıklarını bulurlar mı? Orası da muamma…

Derlerki: İnsan hayatı üç günden ibarettir. Dün yaşandı geçti, yarın ne olacağını bilmiyoruz. O halde insan hayatı bir gündür,  o da bugün’dür. Gününü en güzel şekilde yaşa, çünkü yarın ne olacağını bilmiyorsun. Sana pişmanlıkların, keşkelerin  olmayacağı, mutlu, umutlu, sevgi dolu, hasret dolu bir yaşam diliyorum. Hiç bilmediğim kokunu hasretle içime çekiyor, sevgiyle kucaklıyor, alnından öpüyorum.

ELVEDA SEVGİLİM…

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *